Ebuzerler Mescidi
Eskiden atların ve katırların nallarını yerinden sökecek kadar dik ve engebeli oluşundan Naldöken ismini alan Beydağlarının ilk basaklarını oluşturan o meşhur yokuşun her virajında Malatya'yı kuşbakışı izleyerek kıvrıla kıvrıla çıktık.

Ebuzerler Mescidi

Eskiden atların ve katırların nallarını yerinden sökecek kadar dik ve engebeli oluşundan Naldöken ismini alan Beydağlarının ilk basaklarını oluşturan o meşhur yokuşun her virajında Malatya'yı kuşbakışı izleyerek kıvrıla kıvrıla çıktık.

Geçen hafta Cuma Namazımızı kılmak için 25 Eylül 2020 günü Malatya'nın kanaat önderlerinden ilim-irfan sahibi ve Malatya Medeniyet Derneği kurucu üyelerinden Ramazan Keskin Hocam ve mescit cemaatiyle beraber  Ebuzerler mescidine doğru yol aldık.

Malatya'da saat 10.30 gibi yola çıktık, İnönü Üniversitesini geçtikten sonra Adıyaman Sincik İlesi dağ yoluna doğru yöneldik, önümüze gelen ilk mahalle veya eski ismi ile Fırıncı Köyünün dar ve kıvrımlı yollarından geçerken köyün o meşhur çeşmesinin önünde geçerken 1979 yılında köyüm olan Sincik Birimşe köyüne kamyon kasasında yolculuk yaptığım o yokluk ve fakirlik zamanları gözümün önünde adeta bir siyah beyaz film gibi geçti. 
Yol boyunca Ramazan Keskin Hocamıza sorular sorarak ondan öğrendiklerimle hem bilgilerimi artırıyordum, hem de çevreyi izliyordum. Fırıncı Mahallesini geçtikten sonra yolun sağında yüzlerce dönümlük kurak ve kıraç arazide Güneş Panelleri kurulmak suretiyle tam bir Enerji üssüne çevrilmesi beni çok sevindirdi.

Fırıncı mahallesinden çıktıktan sonra Beydağlarının eteğine kurulu olan eskiden insanların han olarak konakladığı ve üzümleriyle meşhur Yapraklıpınar veya Kürtçe ismi ile Kaniye Çulu köyünde yolda üzüm satan köylülere selam vererek Naldöken yokuşuna doğru çıktık.
Eskiden atların ve katırların nallarını yerinden sökecek kadar dik ve engebeli oluşundan Naldöken ismini alan Beydağlarının ilk basaklarını oluşturan o meşhur yokuşun  her virajında  Malatya'yı kuşbakışı izleyerek kıvrıla kıvrıla çıktık.
Naldöken yokuşunun en üstünde zamanında Malatya'nın beylerinin yazlık ve yayla olarak kullandığı ve buz gibi pınarından ismini alan Beypınarı ve onun adeta bir doğal klima gibi insanın içini serinleten Beypınarı Yaylasında salkım söğütleri, çalışan köylüler ve sürülerin peşinde koşan kara lastikli  çoban çocuklar...
Beypınarı düzlüğünün bitiminden sağa doğru kıvrılarak bir kilometre kadar gittikten sonra  Ebuzerler Mescidine ulaştık. 
Mescit Hakkında Bilgi
Malatya Alikan Aşireti Uluköy Budak (Kürtçe ismi Bidava) Mezrasında bulunan Mescite ulaştığımızda saat 11.30 olmuştu ve o civarda yakın başka bir cami olmadığından civar mezralarda Cuma Namazını kılmak için gelen köylüler bizi karşıladı ve biz oraya vardıktan sonra Ramazan Keskin Hoca yol boyunca Mescide doğru yaya gelenleri almak için aracı tekrar geriye gönderdi.
Mescit biri ana bina yani ibadethane, biride alt katı mutfak, yemek salonu ve çay salonu ve üst iki katıda mescit lojmanı olarak kullanılan bina ve birde abdesthaneden müteakip üç yapıdan oluşan bahçesi meyve fidanlarıyla yeşillenmiş, içi temiz ve ferah ve çevresi duvarla çevrili adeta bir kompleks şeklindeydi.
Ramazan Keskin Hocamıza burayı kimlerin yaptırdığını ve neden Ebuzerler Mescidi  ismini verildiğini sorduğumda; bana burayı başta Rahmetli babasının büyük hissesi olmak üzere çoğunluğu kendi aile fertleri ve akrabalarınca yapıldığını ve bununda mescit kitabesinde yazıldığını söyledi. 
Ayrıca babasının, büyük abisinin, dayısının ve çevre köylerde bir çok kişinin Ebuzer isminde olduğunu ve bundan dolayı bu ismi verdiklerini belirtti.
Cuma namazına doğru Malatya'da gelenlerle beraber yaklaşık 40 kişi sağlık kuralları ve mesafeye uygun olarak Ramazan Hocamızın okuduğu hutbeyi dinledikten sonra onun arkasında cemaatle namazımızı kıldık.

Namazdan sonra mescit cemaatinin Malatya'nın meşhur tavacılarından yaptırmış oldukları sebzeli tavanın yanına bizde orada bulunan mutfaktan bir bulgur pilavı yaparak tüm cemaat güzel bir yemek yedik ve üstüne de cemaatte bulunanların güzel sohbetlerini dinleyerek çayımızı içtikten sonra saat 14.30 gibi Malatya'ya doğru yola koyulduk.
Uzun yıllardır uzaktan tanıdığım Ramazan Keskin Hocam ve Mehmet Emin Hocamın; bir gençle genç gibi ve bir yaşlıyla yaşlı gibi bir seviyede verdikleri bilgilerinden istifade ettim ve onları daha da yakından tanıma fırsatım oldu.
Mescidin yapımında emeği geçen herkesten Allah Razı Olsun.
   

Hikmet BUCAK
 

PAYLAŞ: