Benim bisiklet senin arabanı yener!
Bizim toplum eşofmanla yürüyüş yapmayı, bisiklet kullanmayı yakın bir zamana kadar ayıp karşılardı. Gerçi hâlâ kınayanlar da var. Kültür meselesi… Maalesef bizde bisiklet kullanma alışkanlığı yerleşmemiş…

Benim bisiklet senin arabanı yener!

Bizim toplum eşofmanla yürüyüş yapmayı, bisiklet kullanmayı yakın bir zamana kadar ayıp karşılardı. Gerçi hâlâ kınayanlar da var. Kültür meselesi… Maalesef bizde bisiklet kullanma alışkanlığı yerleşmemiş…

Benim bisiklet senin arabanı yener!
Alişan Hayırlı
Gezgin – Yazar - Fotoğrafçı

Bizim toplum eşofmanla yürüyüş yapmayı, bisiklet kullanmayı yakın bir zamana kadar ayıp karşılardı. Gerçi hâlâ kınayanlar da var. Kültür meselesi… Maalesef bizde bisiklet kullanma alışkanlığı yerleşmemiş…
Hâlbuki bu toplum bisiklet kullansaydı neler kazanmış olabileceğini hiç aklına bile getirmiyor. 
Bizim evin önünde bir arabamız var, ancak hiç kimse benim araç kullandığıma şahit olmamıştır. Malatya içinde asla arabaya binmem. Onun yerine bisiklet kullanır ya da gideceğim yere yaya giderim. 
Peki, bununla ben ve ülkem ne kazanır? Haydi, hep birlikte bisiklet üzerinde derin bir düşünceye dalalım:
1-Sağlığımı koruyorum. Ya da daha sağlıklı oluyorum. Kilo almıyorum. Böylece nerdeyse hiç hasta olmuyorum. Hasta olmayınca hastaneye gitmiyorum, böylece hastane yoğunluğu bir kişi eksilmiş oluyor. Hastaneye yüküm binmiyor, ilaç almıyorum. Ülkeme sağlık yönünden katkıda bulunuyorum. 
2-Sağlıklı olduğum için izin ya da rapor almıyorum ve işimden olmuyorum. Böylece iş gücü kaybı yaşanmamış oluyor. 
3-Bisiklet kullandığım için yakıt yakmıyorum. Türkiye zaten petrole bağımlı bir ülke ve dış ticaret açığımız enerji yüzünden almış başını gidiyor. Benzin tüketmeyerek ülke ekonomisine katkıda bulunuyorum.
4-Bisiklet egzoz dumanı üretmemektedir. Böylece havamızın temiz kalmasına katkıda bulunuyorum. Hastalıkların büyük bir kısmı hava kirliliğinden kaynaklanmaktadır. Böylece insanların hasta olmasına sebep olmuyorum. 
5-Ülkemizin en büyük sorunu trafik… İnsanlarımız maalesef trafik yüzünden işe geç kalmakta, yollarda fazlaca zaman kaybetmekte, trafik kazaları olmakta ve büyük maddi kayıplar meydana gelmekte. Bisiklet ile gidince bütün bu sorunlar kendiliğinden yok oluyor. 
6-Trafik sorunu yaşamayınca ve sağlıklı olunca manevi dünyanız zenginleşiyor, sinir sisteminiz sağlam kalıyor ve mutlu oluyorsunuz. Mutluluk ailenize, yakınlarınıza, işyeri arkadaşlarınıza ve komşularınıza bulaşıyor. Böylece kavga, gürültü ve patırtı bitmiş oluyor. 
7-Aile bütçesi benzinden ve araç masraflarından kurtulunca, tasarruf edilen parayla kitap alabilecek ya da eğitime daha fazla bütçe ayıracaksınız. 
Gördüğünüz gibi… Bisiklet deyip geçmeyin. Bisiklete eskiden sadece çocuklar binerdi şimdi ise gelişmiş ülkelerde başbakanlar, bakanlar, ünlü işadamları ve zenginler biniyor. 
Niye?
Batılı ülkelerin insanları akıllı… Zengin olmalarına rağmen hem ülke ekonomisi hem de sağlıkları için bisikleti tercih ediyor.
Bize ne oluyor peki?
Bizim araç kullanmaya hiç hakkımız yok. Ayıp, çok ayıp… 
Eğer siz de kendinizi, ailenizi, ülkenizi ve hayatı seviyorsanız acilen aracı bırakıp bisiklet kullanmaya başlamalısınız. 
Milliyetçilik, vatanseverlik böyle olur. 
Zenginsiniz diye, paranız var diye, sizin üretmediğiniz lüks arabalara binip benim bisikletimin yanından geçerek kime hava atıyorsunuz?
Ben Malatya içinde her yere bisiklet ile gidiyorum. 5, 10,15 ve hatta 25 kilometrelik mesafelere bisiklet ile seyahat ediyorum. 
Konforlu, zevkli ve sıfır masraflı… Sağlıklı ve heyecan verici…
Park derdi yok, benzin derdi yok, trafik sıkışıklığı derdi yok, bakım, muayene, sanayi, vergi derdi yok. 
Şimdi söyleyin;
Lüks marka arabasına binip caka satan zengin mi daha akıllı yoksa benim gibi bisikletten hiç inmeyen gariban vatandaş mı akıllı?
 

Malatya Günlükleri

PAYLAŞ: