Aklımdaki Uçurumlara Sesleniş
Dönüş kolay olacak diyoruz kendimizce. Biraz daha kalalım. Biraz daha … Beş saatte ineceğiz oradan. Bunun o zirveyi terk etmemekle alakalı olduğunu anlıyoruz yolun ortasında. Tehlikeli anlar karşılıyor bizi.

Aklımdaki Uçurumlara Sesleniş

Dönüş kolay olacak diyoruz kendimizce. Biraz daha kalalım. Biraz daha … Beş saatte ineceğiz oradan. Bunun o zirveyi terk etmemekle alakalı olduğunu anlıyoruz yolun ortasında. Tehlikeli anlar karşılıyor bizi.

Aklımdaki Uçurumlara Sesleniş 


Önce hayal edersiniz. Rüyalarınıza gelir sonra adımlarınız. Gerçek ise daha başkadır. Zirve hayali aklımızdan çıkmıyordu bir türlü. Kaç saat sürer, neler görürüz, hislerimiz nasıl şekillenir emin değildik elbette. Ama bu sadece bir arzu da değildi. Olmasını hakikaten istediğimiz bir yolculuktu.
Dağ başı da olsa orada susuz kalmanız mümkün değildi o vakitlerde. Karlar erimeye yeni yüz tutmuştu. Dizlerimiz tek bir şey için dayanıyordu. Zirvenin görkemi. O yolculukta sırlar da döküldü bazı bazı. Güvenildi. Yoldaşınızı iyi seçtiğinizi o anlarda daha bir idrak edersiniz. Sizi yolda bırakmayışını kavrarsınız. Ellerini bırakmazsınız. Kelimeler güç verir, bakışlar hız. Gülümseyişiniz umut.
Yol boyu her güzellik selamlar sizi. Yılanların izleri bile size göre yuvadır. Korkmazsınız. O onların evi deyip geçersiniz. Karşılaşma olabilir,  olmayabilir de. Biz karşılaşmadık, sadece yuvalarını her defasında selamladık. Sonra gösterişli yalnızlıklarıyla rengârenk çiçekler karşıladı bizi. Renkleri bizi bizden aldı. Dolaştığımız alem bambaşkaydı. Okuduklarımızı yaşamak ayrı bir heyecandı. Onlara dokunmak asla aklınızdan geçecek bir eylem değildi. Bu güzellikleri sizlere de ulaştırmak için fotoğrafları çektik o kadar. Konuştuk.İnanın onlar da bizimle konuştu.
Başımızda uçuşan kartallar gözlemledi o an bizi.  Zirvenin sahibi kendini şahane bir endam ile gosterdi ve gözleriyle süzdü. Karşıda dağ keçileri meraklı gözlerle baktı. Anlamaya çalıştılar belki de.Ama bizi beklemediler.
Zirve bütün yorgunluğumuzu aldı. Üç buçuk saat çok az bir dinleme ile varmıştık artık. Önce derinden bir nefes aldık. Ben ilk defa nefes aldığımı zannettim mesela. Diğerleri sadece yaşamak içindi. Bu her şeyin üstünde içinize dolan farklı bir enerjiydi. Gözümüzün alabildiği kadarıyla baktık yeryüzüne. Her şey nasıl da küçüldü bir anda. Oturduk ve seyrettik içimizi. Elimizi uzattığımız her derdimiz un ufak oldu. Ne kadar da büyütmüşüz seni dedik. İşte bir avuçsun. Ellerimizi açsak kucaklayacak kadar.
Ne zaman sıkılsam öyle diyorum kendime. Kapatıp gözlerimi zirveyi  hayal ediyorum. Bir avuç diyorum ve gülümsüyorum.
Neşemiz içimizde dolaşan bir şey oluyor. Dört tarafını dolanıyor bakışlarımız. Adımlarımız sanki hiç atılmamış gibi dinç ve heyecanlı. Ordayız. Sarılıyoruz ve bütün yorgunluğumuzu bırakıyoruz karları içine. Bu asla bir macera değil diyorum. Bu yaşamak. Bu anlam katmak hayata. Bu kendini keşfetme. Doğayı anlama ve bütün kirlerden arınma.
Bütün daralmalarımız ferahlıyor. Bir yük var sırtımızda ve biz onu bırakıyoruz sanki. Dinlenmek istiyoruz onun varlığıyla.
Dönüş kolay olacak diyoruz kendimizce. Biraz daha kalalım. Biraz daha … Beş saatte ineceğiz oradan. Bunun o zirveyi terk etmemekle alakalı olduğunu anlıyoruz yolun ortasında. Tehlikeli anlar karşılıyor bizi. Eyvahlarımız gülücüklere karışıyor şükür.
Dizlerimiz tutmuyor. Bir ara sonradan ilk defa kaydı olacağını öğreneceğimiz bir çiçekle karşılaşıyoruz. Arkadaşım dizlerini zar zor eğip fotoğraflıyor. Bu duyguları kelimelere dökmek belki zor ama yaşadıklarımız unutulacak gibi değil. Karların eriyip hayata dönüştüğü sularla ilerliyoruz aşağı doğru. Bazen içinden geçmek zorunda kalıyoruz. İnanın o berraklığı görünce uçma kabiliyetimiz olsa diyoruz. Dokunmanın bile inciteceğini düşünüyoruz. Uzaktan bakışıyoruz bazen. Bazen göz kırpıyoruz. Bazen ufaktan yaşlar süzülüyor gizli gizli.
Yaşadığımız kalbimize iyi gelen şeyler. Biliyoruz. Beklentisiz ve her hatırladığımızda yüzümüzde tebessüm ettirecek anlar.
Yaşadığımız bir hatıradan öte bir günün harikası.
Bize kalan AN.
Ben hayallerimin uçurumunda tam da olmayacağına inandığım zamanlarda tüm ümitsizliğimi dilimin ucuna gelen kabullere ansızın terk ediyorum burada.
Aklım aramızdaki uçurumlara takılıyor ve yol veriyorum usulünce. 
Açığa çıkan kelimelerim var kalbinize dokunsun istediğim.
Ve güvendiğim hislerim.
Yolumuzu belirleyecek rüzgârlara teslim edişim.
Sonra rüya ile gerçek arasındaki mesafeyi ölçüyorum. Çelişkiler yok.
Açıyorum kollarımı. Karşılıyorum mekanı
Ve seni tüm kalbimle
Hayallerimi gerçekleştirmek daha inanılır oluyor anda. İnanıyorum ve tekrar hayallere adım atmaya karar veriyorum.


#Beydağı
#Zirve


Sevcan
 

PAYLAŞ: